23 Mart 2009 Pazartesi

Zaman akıp geçerken..

Uzun zaman oldu yazmayalı..iTunes'da Natalie Imbruglia çalıyor Torn diye bi' şarkı, tavsiye ederim. Neyse biz nerede kalmıştık, neyi pazarlıyorduk?

Artık burada değişik bir sektör üzerinde beyin jimnastiği yapacağım. Hızlı tüketim iyiydi, eğlenceliydi, belki bir o sektöre geçerim hala bilmiyorum. Neyse artık konumuz ilaç. Etken madde mi dediniz? Yoksa bana marka isimleri mi fısıldıyorsunuz? Açıkçası biz ikinci durumun olması için çabalayacağız. Size markanın gücünü bu sektörde de anlatmaya çalışacağım, sektörde yapılacak yapılamayacak şeyler var tabii ki, daha kısıtlısınız. Ama bu yaratıcılığınızı öldürecek birşey değil ki. Doğru konumlandırma burada da şart. Rakiplerden farklı birşey söyleyeceksiniz demiyorum ama aynı şeyi söyleseniz bile tınısı daha güzel olmalı, söyleyişi farklı olmalı. Hani derler ya "aynı şeyi farklı şekilde ifade etmek"; aslında pazarlamanın en önenmli noktası bu belkide.

Aslında bu sektörde olayın satış kısmı terazide birz daha ağır basıyor ama yine de altı çizdiğim üzere olayın pazarlama kısmında güçlü bir marka fikrine, vaadine ihtiyacınız var. Türkiye'de direkt nihai tüketiciye reklam yapamadığınız için (istisnalar elbette var hem de komik tekel durumunda olan istisnalar) hedef kitlemiz hastalardan ziyade doktorlar ve ezcazılar oluyor. Peki hedef kitlemizin temel özellikleri neler ve onları ne kadar tanıyoruz? Onları nasıl segmente ediyoruz veya edebiliriz? İlginç sorular bunlar.. Yani özellikle bana çok tutucu geldiği için yaratıcı uygulamalara aç bir sektör gibi geliyor.

Bu arada bu konuları zaten mercek altına alacağız ama The Brand Age isimli yeni bir dergi raflarda yerini almış durumda umarım pazardan çekilen Media Think'in yerini doldurur.


Markalarınızın sürdürülebilir, pozitif, güçlü ve eşsiz çağrışımlar uyandırması dileğiyle..

Hiç yorum yok: